18 Mayıs 2015 Pazartesi

NATÜRALİST, ORGANİK VE TABİİ

Doğal olup olmamak işte tüm mesele bu!

Doğal bir şey var mı? Varsa nerede? Marketlerde bulabilir miyiz?

Galiba en büyük sorunumuz doğal olup olmadığımız ama hiç merak etmeyin doğal bireyler değiliz. Evet ne yazık ki öyle, bir türlü doğal olamıyoruz. Peki bu kesin bilgi mi? Kesinlikle kesin bilgi toplanıp yayalım!

Sen diyor, ben diyor, diğer insanlar diyor hatta ve hatta herkes diyor abudik gubidik hanım kızcağızımız. Hiç birimiz doğal değilmişiz ve dünya aslında biraz lame olan ama aynı zamanda da çok hoşlandığı bir geyik olan bad tripmişmiş te miş miş miş ve bizlerde bu bad tripte bulunan alien tarzında yaratıklarmışız. Dinlerken açıkçası gerim gerim geriliyorum. Çok yavaş ve çok ağır konuşan bu kızcağızımız her ne hikmetse haklı oluyor. Olmamasını istiyorsunuz ama oluyor elimizden herhangi bir şey gelmiyor oturup bir köşeye hiç de doğal olmayan halimizle ağlıyoruz günler gelip geçiyor göz pınarlarımız kuruyor ve bir hışımla ayağa kalkıp diyoruz ki "lan sen
kim köpeksin? Gel bakayım hele şöyle çabuk lafını geri al!" diyoruz ama nafile kızcağızımız nuh  diyor peygamber demiyor söylediği laftan geri döndüremiyoruz kendisini. Ağır ağır yavaş yavaş terk ediyoruz atölyeyi. Aradan bir kaç saat geçmeden sokaktaki bizlere rastlıyoruz. Bizler çok mühim işleri olan insanlarız acelemiz çok, vakit kaybetmememiz lazım bir yerlere bir şeyler yetiştirmemiz lazım deyip kendi kendimizden azar işitiyoruz. Şüpheleniyorum "lan" diyorum "yoksa bu kızcağızımız
haklı mı?" diyorum biraz duraksıyorum "olur mu lan öyle şey sabah sabah daha uyanamamış ne dediğini kendi de bilmiyor" diyorum "kedidir o, kedi" diyerek kendimi rahatlatmaya çalışsam da bir türlü başarılı olamıyor ve seyir halindeki dolmuşa dalıyorum şoföre sert bir bakış atarak "ne var kardeşim bu kadar mühim bir mesele olmasa böyle bodoslama dalmazdık

herhalde dolmuşuna diyorum" ağza alınmayacak
bir iki lafından anladığım kadarıyla işi ve stresinden bahsediyor müşterilerin tutumundan şikayet ediyor bir de bunlar yetmezmiş gibi vergilere dem vuruyor ve yine ettiği küfürden çıkarımda bulunup çok yoğun ve önemli bir insan olduğunu anlıyorum. Yarım saat kadar sonra çantamı bıraktığım kütüphane sırasından alıp ajandama bakıyorum tüm sayfaları boş tek bir çizik dahi yok koskoca ajanda da. Halbuki çok yoğun, karmaşık ve sıkışık hayatımı daha rahat planlamak için almıştım ben bu 7.99 lira olan ajandayı her ne hikmetse tüm sayfalarını boş bırakmışım. Derken soğuk soğuk terlemeye başlıyorum "kızcağız haklı" diyorum "kendi yarattığımız karmaşada boğuluyoruz" diyorum Ne olur ne olmaz deyip yoldan geçen birinin kolundan tutmaya çalışıyorum ama tutamıyorum acele acele bir yere doğru gidiyor kim bilir ne yapacak? İkinci kişiyi bu sefer yakalıyorum. Yakalar yakalamaz "bırak beni kardeşim çok mühim işlerim var benim patronum bekler daha sonra yıl dönümü
kutlamasına katılacağım gelecek ay ise terfi bekliyorum bırak beni çabuk" diyor bırakıyorum.

Kızcağızımız haklı çıkıyor anneme telefon edip tüm olan biteni anlatıyorum tam lafımın ortasındayken "Evladım" diyor "ben seni birazdan ariyiiim dolma yapıyorum babana yakmayayım hafta sonu zaten yine düğün var ona yetişicem yaza doğru da evi boyatmayı düşünüyorum tamam mı  ona göre" diyor "peki" diyorum ve telefonu kapatıyorum.


                                                                                          SÖVGÜLERLE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder